Anksiyete diğer adıyla kaygı bozukluğunun ana özelliği insanın günlük hayatında sinir, öfke, gerginlik gibi duygu durumlarının çok şiddetli bir şekilde görülmesi ve bilinçaltında ‘kötü bir şey olacak’ düşüncesine kapılmasıdır.
Duyulan kaygı hastalık derecesine ulaşmaktadır ve insanlar artık kendi çabalarıyla başa çıkamadıkları için psikiyatrilere başvurmaktadırlar. Genellikle hassas ve içe dönük kişilerde ortaya çıkan anksiyete, insanın kendi iç dünyası ile bir nevi savaşmasıdır. Günümüz dünyasında anksiyete toplumun %18’ini etkisi altına almıştır.
Anksiyete İle Başa Çıkma Yolları Nelerdir?
1. Kendinizi suçlu hissetmeyin.
Anksiyete hastalarının %87’si bu durumun kendinden kaynaklandığını veya kendisi istemese bile bu hastalığa maruz kaldığı için çevresine karşı mahcup durumda hissettiğini belirtiyor. Oysa ki bu durum anksiyete şiddetinin artmasına ve tedavinin daha geç sonuçlanmasına sebep olmaktadır.
2. Uyku düzeni
Anksiyete de uyku düzeni önemli bir yere sahiptir. Çünkü uykunun tam anlamıyla alınamamış olması olumsuz düşünceleri ve kaygıyı ön plana çıkartır. Bu nedenle her gün uykuya önem verilmelidir.
3. Telkin
Anksiyete atağınızın veya kaygınızın geldiğini hissettiğiniz anda vakit kaybetmeden kendinize telkinde bulunun. Zira yapılan telkin bilinçaltındaki olumsuz düşüncelerin azalmasına sebep olacaktır. Bu nedenle ‘hiç bir şey olmayacak’, ‘ben de yapabilirim’ şeklinde kendinize telkinlerde bulunun.
4. Alkol ve nikotin kullanımı
Bu dönemde olabildiğince alkol ve sigara türevlerinden uzak durulmalıdır. Çünkü alkol ve nikotin kaygılı düşüncelerin ortaya çıkmasını kolaylaştıracaktır ve böylelikle anksiyete ile başa çıkma işi zorlaşacaktır.
5. Günlük hayatta spor
Günlük yaşamda yapılan spor beyinde endorfin salgısını arttır ve bu sayede mutluluk hormonu yükselerek daha sakin ve daha az stres hissetmenizi sağlayacaktır.
6. Şu anda yaşamak
İnsanların kaygı sebeplerinin neredeyse tamamı ileriki zaman içindir. Örneğin bir insan yarın öleceğini bilse bugün için kaygılanmaz ve bugünü yaşardı. Diğer insanların fikirlerini önemsemez tamamen kendisine odaklanırdı. İşte bu nedenle yarını düşünmeyi bırakmalı sadece bugünü yaşamalıyız.
7. Kendini takip etme
Her insanın her olay karşısında verdiği tepki ve gösterdiği düşünsel hareket farklıdır. Bu yüzden her insan kendini takip etmelidir. Hangi olayda nasıl tepki veriyorum? Ne zamanları kendimi daha kaygılı hissediyorum? Ne zaman daha rahat ve sakin oluyorum? Bu soruların yanıtlarını deftere veya bir kâğıda yazarak hastalığınız ve durumunuz hakkında net bilgiye sahip olacak, bu durumlara karşı savunma mekanizması geliştirebileceksiniz.