Kelime anlamı olarak hile ; aldatma , yanıltma olarak tanımlanabilir. Borçlar Hukukunda ise , belli bazı unsurları bulundurması gereken ve ancak bu halde sözleşmenin geçerliliğini etkileyen bir kavramdır .
Aldatma iradeyi bozan bir sebep olarak TBK m. 36’da düzenlenmiştir .Buna göre , taraflardan biri , diğer tarafın aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa yanılması esaslı olmasa bile , sözleşme ile bağlı değildir .Taraflardan biri sözleşmeyi yapmak için aldatmıştır .Bir kimseyi bir irade beyanında bulunmaya , özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten yanlış bir kanaat uyandırma veya esasen mevcut olan yanlış kanaati koruma ya da sürdürme fiiline aldatma denir .
Aldatmanın sebep olduğu irade bozukluğu , irade beyanında değil ; iradenin oluşumunda meydana gelmektedir . İradenin oluşumundaki sakatlık aldatma fiiliyle gerçekleşmektedir. Örneğin A , B’ye gümüş kaplama bir takımı , gerçek gümüş , cam bir vazoyu kristal bir vazo olarak tanıtıp satmak istediği taktirde aldatma söz konusu olur .
Aldatmanın Unsurları
Aldatmanın meydana gelmesi için şu unsurları gerekmektedir :
- Aldatma Fiili: Aldatmanın ilk şartı , aldatma fiilidir . Aldatma , aldatanın bir fiilinden meydana gelir . Aldatma fiili , olumlu bir davranış , bir yapma fiili olabileceği gibi olumsuz bir davranış bir yapmama fiili , bir kaçınma fiili, bir susma da olabilir .Olumlu davranışla yapılan aldatmada aldatan aktif bir hareketle ya gerçekte mevcut olmayan bir şeyi , bir olay ve durumu mevcutmuş gibi gösterir onun var olduğunu iddia eder örneğin A B’ye kullanmış olduğu arabayı hiç kullanmadığını sıfır olduğunu söyleyip satması hali . Aldatma , hukuki veya fiili nitelikte bir olay ve duruma dayanmalıdır . Sözleşme öncesi veya sözleşme görüşmeleri sırasında gerçekte olmayan birtakım durumlardan bahsedip , sözleşme yapılmasının sağlanmasıdır .Ayrıca aldatma fiili susmaktan , bir davranışı yapmamaktan da ortaya çıkabilir .Örneğin A’da yanlış olan bir kanaati ( örneğin A beğendiği buzdolabının çok iyi soğuttuğunu biliyor ) B’nin düzeltmemesi ( satıcıda aslında çok iyi soğutmadığını biliyor ama susup söylemiyor ) durumuda aldatmaya örnektir .
- Aldatma Kastı: Aldatan , aldatılanı sözleşme yapmaya sevketmek için ona bilerek ve isteyerek ( kasten ) gerçek dışı beyanlarda bulunmuş olmalıdır . Sözleşme yapma kastı dışındaki iddia ve övünmeler de aldatma söz konusu olmaz . Aldatanda aldatma kastı mevcut olmalıdır .Aldatma kastı mevcut değil ise sözleşme geçerli olarak kurulmuştur ; herhangi bir aldatma söz konusu değildir .
- Sebep Sonuç İlişkisi : Sözleşme , aldatma sonucu , onun etkisi ile yapılmalı , aldatma sebep , sözleşmenin yapılması sonuç olmalıdır . Sözleşme aldatma sonucu kurulmuş olmalıdır .
Üçüncü Kişinin Aldatması
Günlük hayatımızda karşılaştığımız bir başka durum ise ; aldatmanın 3. bir kişi tarafından yapılmasıdır . Örneğin bir kişinin araba sattığını arabasının hurda olduğunu varsayalım . Arabayı almak isteyen bir kişi tanıdığına arabayı soruyor ; tanıdığı bile bile arabanın çok güzel olduğunu alması gerektiğini söylüyor ve alıcı arabayı satın alıyor . Ancak arabanın hurda olduğunu sonradan alıcı anlıyor . Bu durum üçüncü kişinin aldatması olarak ifade edilmektedir .
Üçüncü kişinin aldatmasını karşı taraf ( satıcı vs. ) biliyorsa ; Aldatılan sözleşmeyi hileye dayanarak iptal edebilir .Ancak karşı taraf başkasının aldattığını bilmiyorsa , aldatılan hileye dayanarak değil hataya dayanarak sözleşmeyi iptal edebilir .
Zararın Tazmini
Burada ilke olarak sözleşme öncesi sorumluluk , yani sözleşme görüşmelerinden doğan sorumluluk hali söz konusudur . Aldatan sözleşme görüşmeleri sırasında dürüst davranmamış gerekli ödevlerini yerine getirmemiştir .
Aldatma nedeniyle zarara uğrayan aldatılan lehine , sözleşme öncesi sorumluluk ile sözleşme dışı ( haksız fiil ) sorumluluktan doğan hakların yarışması söz konusudr . Birey bunlardan birini şartlara göre kullanır . Aldatılan sözleşme öncesi sorumluluğa dayanıarak , isterse sözleşmeyi iptal edebilir isterse iptalden vazgeçerek sözleşmenin geçerliliği koruyabilir . Özellikle aldatılan sözleşmenin yapılması için bazı masraflar yapmış ise iptal dışında bunlarında tazminini isteyebilir . İptalden vazgeçmek tazminattan vazgeçmek olarak sayılmaz . Kişi iptalden vazgeçse de tazminat isteyebilir .
Aldatmayı ispat edecek taraf , yine aldatılandır . Aldatma bir haksız fiil olduğu için her türlü delille ispat edilebilir .Aldatanında aksini ispat hakkı vardır , şöyle ki aldatan ; aldatılanın aldatma fiilini bilse dahi sözleşme yapacağını ispat ederse aldatılan sözleşmeyi aldatmaya dayanarak iptal edemez ve tazminat isteyemez.
Son olarak , aldatılan , aldatma fiilini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde sözleşmeyi iptal edebilir . Doktrinde ise 10 yıl içinde iptal edilebileceği savunulmaktadır ; ama kanuniliği yoktur .