Bütün böbrek hastalarının mecburen kullanması gerektiği, vücudun ana işlevlerini gerçekleştirdikten sonra kanda oluşan zararlı atıkların vücut dışına atılmasını sağlayan, yapay bir böbrek görevi gören makineye diyaliz denir. Bu makine insanların böbrek ihtiyaçlarını karşılamakta ve daha uzun süre hayatta tutmaktadır.
Eğer bir insan kendisini diyaliz makinesine bağlayıp kanını temizletiyorsa bu işlemlere hemodiyaliz denmektedir. Diyaliz makineler insanların atardamarı ve toplardamarından kanlarını alıp, bu kanları iyice temizleyerek tekrar geri insana verir. Yapısı olarak bakarsak genellikle kanı süzmek için kullanılan reçineler hayvansal ve kimyasal zarlardan oluşur.
Damarlardan kan almanın 3 adet yolu vardır. İlk olarak kol kısmından alınmaya karar verilirse buna fistül denir. Eğer boyun kısmından alınacaksa jugular vene ancak sentetik bir malzeme ile alınmaya karar verilirse buna da sant denir.
Eğer hasta çok kötü durumdaysa ve acil kanının temizlenmesi gerekirse atardamar ve toplardamarlar yardıma koşar. Eğer kötü bir durumu yoksa ön kolundan bir atar ve bir toplardamar seçilir. Fistül yöntemi kullanılacak hasta dikkat etmelidir. Bir yerden temizlenebilen kan için sürekli damar yolu açılması gerekeceğinden bir adet kapak yerleştirilerek gerektiğinde kapak yoluyla işlemler halledilmelidir.
Ancak hemodiyaliz tedavisi olan kişiler bu durumu bir kereliğine mahsus yapmazlar. Kanın devamlı olarak temiz olması gerekmektedir. Bu durumdan dolayı açılan damar yolları sürekli olarak korunması gerekir. Böbrek hastalığı olan kişiler her hafta diyalize bağlanmalıdır. Kanındaki zararlı madde oranına göre her hafta 3-4 defa ve 3-4 saat makineyle birlikte yaşamak zorundadırlar.
En önemlisi ise kanın alınmış olduğu damarların bulunduğu kolun çok ağır yükler kaldırmaması, saat, bilezik gibi aksesuarlar kullanılmamalıdır. Ayrıca bir defaya, özel kolaylık açısından yapılan kapak ile oynanmamalıdır.