Dünyanın En Büyük Mozaiklerinin Olduğu Yer, Hatay Arkeoloji Müzesi

Ömür yeter de görür müyüz bilmiyoruz. Ama inanın yorganı üstüne çekmiş yüzlerce kültür uyukluyor bu topraklarda. Hayat Arkeoloji Müzesi içindeki yüzlerce eserle bu toprakların en şaşaalı hikayelerinden. Bir varmış bir yokmuş, bin varmış, yok yokmuş devrinden… Bu eserlerin benzerleri de komşu il Gaziantep Zeugma Müzesi‘nde var. Aslında şimdilerde kapitalizm denilen sistemin, varlık yokluk kavramının çok ama çok öte zamanlarda da olduğunun kanıtı bu eserler. Zengin efendiler ve fakir köleler…

Şehre geldiniz, yediniz içtiniz doydunuz ve başka bir sebep istiyorsunuz ya hani; Antakya’yı Antakya yapan, bizce o sebep burası. Geniş vakitler ayırmanız gereken müze St. Pierre Kilisesi‘ne de oldukça yakın. Yani tarihe doyacağınız bir rotadasınız. İçeride gördükçe hayal kurduran birçok şey var. Paleolitik Çağ’dan kalma o göz nuru diyemesek de el emeği denilen alet edevattan tutun da, Hayyam tarzlı zengin Romalıların zevcelerinin zevkine göre döşediği (!) yer mozaiklerine kadar her şey diyelim.

Ama müzenin en gülümseten eseri kuşkusuz şaşkın şuppiluliuma. Sırtında çantayla kalacak otel bulamamış gibi bakan bu heykel her ne kadar genç gösterse de tam 3 bin yıllıkmış. Reyhanlı’nın Tell Tainat Höyüğü’nden çıkarılmış ve sanırsak 1,5 ton ağırlıyla ‘ağır abi’ sıfat tamlamasını tamı tamına hak etmiş. Gaziantep Zeugma Müzesi‘ni gezmişseniz hayran kaldığınız mozaiklerinden 2. ve 5 yüzyıl arasına tarihlendirilmiş olanlardan burada gani gani var. Onlara bakarken üzerinde kimler yürümüş de nerelere gitmiş gibi birçok soru üretip şimdi kemikleri bile kalmayan insan suretlerini düşlüyorsunuz. Bir de insanoğlunun giderken yanında hiçbir şey götüremediği geliyor akla!

Kemik demişken müzenin gülümseten ikinci eseri de Neşeli İskelet. Kendisiyle müzeyi dolaşıp çıkış kısmına geldiğinizde tanışacaksınız ve eminiz ki tarzına hak vereceksiniz. Zaten hayatın en harbi mottosu da iskeletin yanında yazan neşeli ol, hayatı yaşa cümlesiyle aynı değil mi?

Hatay Arkeoloji Müzesi’nde Neler Var?

Hatay Arkeoloji Müzesi enine boyuna çok büyük bir müze olmasına rağmen galerilerin bağlantıları yanıltabiliyor. Yani eserlerin hülyasına dalıp gitmişken bekliyorsunuz ki hiçbir yeri atlamadan tüm galerileri dolana dolana götürsün yol sizi. Tıpkı Ikea gibi. Ama öyle olmuyor, galerilerin bazılarını atlayabiliyorsunuz. Çok şey kaçırmamak için aman dikkat diyoruz. Önünüze arkanıza sağınıza solunuza her yere bakın çünkü dünyanın en büyük mozaik koleksiyonunu geziyorsunuz.

Hatay Arkeoloji Müzesi Giriş Ücreti Ve Ziyaret Saatleri

Her gün açık bulacağınız Hatay Arkeoloji Müzesi‘ne Müze kart ile ücretsiz girebiliyorsunuz. Eğer Müze kart’ınız yoksa ödeyeceğiniz ücret 24 tl, öğrenciyseniz ücret ödemiyorsunuz. Müze kış dönemi (02 Ekim – 14 Nisan) 08.30 – 17.00 saatleri arasında, yaz döneminde ise (15 Nisan – 1 Ekim) 0:30-19:00 saatleri arasında açık.

Hatay Arkeoloji Müzesi’ne Nasıl Gidersiniz?

Diyelim ki aracınız yok ve alternatif ulaşım yolları arıyorsunuz. Antakya merkezden bileceğiniz 15 nolu belediye otobüsü sizi tam müzenin önünde indiriyor. Yok dolmuş kullanayım diyorsanız yine şehir merkezinden Narlıca minibüslerine biniyorsunuz. Taksi pek tercih etmediğimiz bir yöntem, çünkü niyeyse hep kazıklanmış hissine kapılıyoruz. Şehir değişse de güven sorunu hep var.

Yorum yapın