Memleketin dantel köşesi Ege, aslında dünya denizcilik tarihinin başladığı yerdir. Her köşesinde güneşin hediye ettiği verim ve bu verimden nasiplenen onlarca medeniyetin tarihi yatar. Her daim sıcaktır Ege, tıpkı insanları gibi…
Eğer ‘bu yılda Ege‘ye inelim, inmişken köylerine uğrayalım’ diyorsanız; gidilip görülen, görünce sevilen, sevildiği için tekrar gidilen adreslere bir göz atın isterseniz!
Şirince
21 Aralık 2012’de kopacak kıyametten sıyrılacak tek yer olarak duydu tüm dünya Şirince‘yi! Şirin mi şirin bu Ege köyü, kıyametin kopmamasıyla hayal kırıklığına uğradı önceleri ama sonra toparlanıp o güler yüzlü çehresine yeniden döndü. Her bir yanı üzüm bağlarıyla donanmış Şirince‘den çeşit çeşit aromalı şaraplar alın mutlaka! Araçların girmediği parke taşlı sokaklarda dantel satan teyzelerin el emeği göz nuru el işlerini inceleyin. Kendine has mimarisiyle ‘işte şimdi başka yerdeyim’ dedirten evlerinden birinde konaklayın. Acıkırsanız otlu gözleme, çöp şiş, yağ mantısı yiyin. Şirince‘den ayrılırken ‘yine gelirim ben’ diyeceksiniz, arayı açmayın yine gidin… İzmir Selçuk’tan 7 km giderek ulaşıyorsunuz, unutmayın!
Doğanbey
Aydın Söke’ye bağlı Doğanbey köyü eski ve yeni olmak üzere ikiye ayrılıyor. Eski Doğanbey köyü Rumların mübadeleyle terk ettiği, kendini dağa yaslamış, denize bakan gidilesi esas yer! Restore edilmiş muhteşem taş evler, parke taşlı sokaklar ve sokaklardaki zakkumlar ‘burada bıraksınlar beni’ dedirtiyor. Tam taş evlerin cumbalarına dalıp gitmişken alt kattaki açık pencereden ‘Vivaldi’ duyuyorsunuz. Kulağının götürdüğü yere git misali meraklı meraklı bakınca modern bir salona açılan loş ışıklı mutfakta tepeden sarkan ince kadehler, masa üzerinde üst üste duran kitaplar ve bir gözlük görüp şaşırıyorsunuz. Doğanbey köyü sanatçıların, gazetecilerin, araştırmacıların sessiz, huzurlu bir yaratım üssü! Belediyeden pek bir yardım almadan köyü tekrar yaratmışlar, iyi de yapmışlar.
Kuşadası Milli Parkı’ndan trekkingle de ulaşılabildiği gibi
Söke’den de dönebiliyorsunuz.
Kayaköy
Yine bir mübadele kurbanı köy, yine bir yalnızlık senfonisi! 5000 yıllık Kayaköy’ün yalnızlığı kadar yamaca kurulu taş evlerinin komşu evin güneşine saygılı mimarisi de dikkat çekici. Eski Anadolu Rumlarının ekili araziye ev kurmayan akıllı zihniyetiyle tepelik yerlere kaymış yaşam. Kayaköy eski kilisesi ne yazık ki günümüz oğlanının sevdalısına söyleyemediği imla hatalı ‘seni seviyom’ cümleleriyle karalanmış. Kayaköy’ün kaya kadar sağlam sabrı tükenmeden el atmak gerekiyor. Çünkü yamaçtan aşağı süzülen günün son ışıklarının gelip içinizi deldiği başka yer yok, ya da burası kadar yakın değil!
Fethiye-Muğla’da yer alıyor.
Ildır
Yedi liman şehrinden biri olup sit alanı ilan edilmiş ve çivi çakmaya bile müsaade edilmemiş eski bir Rum köyü Ildır! Aslında herkes bu köyü ‘Fatmagül’ün Suçu Ne’ dizisiyle keşfetmiş. Tarihi anfitiyatrosu, eski bir kilise yıkıntısı aşarak tepeye çıktığınızda muhteşem bir deniz ve ortasında küçük adalar görürsünüz. Bu adalardan birinde yalnız bir ağaç vardır ki, adayı zamanında Zeki Müren satın almak istemiştir. Balıkçı köyü Ildır’da balığın en alasını yiyebilir, yerken denize nazır ‘şurdan bir taş ev alsam kefen parama’ filan diye de düşünebilirsiniz.
Ildır Çeşme Ilıca’ya 17 km!
Birgi
Aydınoğulları Beyliği’nin ilk merkezi olup, beylik bir yaşamın dinginliğine ve huzuruna sahip olan köy. Aydınoğulları Camii, Çakırağa Konağı gibi gözde yapıları gezerken, her türlü alışveriş konforuna sahip yaşadığımız şehirlerden uzak ve kendine yeten halini görüp şaşırırsınız. Köyde gezerken namı değer cücelerin mahallesini sorduğunda hemen gösterirler. Aralardan Birgi Deresi akarken, çeşmelerinden de buz gibi sular akan büyülü bir köydür Birgi. Osmanlı mimarisindeki yapıları bu kadar bir arada göremeyeceğiniz için mutlaka fotoğraf alet edevatıyla gidin.
Birgi İzmir Ödemiş’e bağlı!
Mazıköy
Çakıllı olsa da parlak ve temiz deniziyle İnceyalı plajında dalgaların sesini dinleyip ‘huzur bu’ diyebileceğiniz bir yer Mazıköy! Bir tarafı çam ağaçlarıyla yeşil, bir tarafı üstünde kolye gibi duran yelkenlileriyle mavi bir görsel şölen. Bu yüzden mavi tur yolculuğunun uğrak yerlerinden.
Tarihin çok eski zamanlarında Malta Şövalyelerinin içine altın küpleri sakladığı Gözyaşı Kayası’ndan köyün manzarasına doyabilir, taş pansiyonlardan birinde kalıp güneşin batışını bir de buradan izleyebilirsiniz.
Mazıköy, Bodrum’un en bakir köylerinden ve Gökova Körfezi’nde yer alıyor.
Kapıkırı
Kapıkırı köyü, Ege Denizi’ne küsmüş misali tarihin çok eski zamanlarında ayrılmış Bafa Gölü kıyısında bir köy! Eğer ‘Ege’ye inmişken biraz da tarih göreyim’ diyorsanız Bizans’a ait surları, agorayı, tiyatro ve Athena Tapınağı kalıntılarını ziyaret edin. Yaklaşık 20.000 kuş çeşidini barındıran Bafa Gölü’nde tekneyle gezerken bol bol fotoğraf çekmeyi ihmal etmeyin. Çünkü Kapıkırı panoramasıyla memleketin en iyi fotoğraf veren köylerinden biri!
Kaldığınız pansiyonda güne eşek ve ineklerin güzel sesleriyle uyanacaksınız muhtemelen! Aradığınız doğallıksa hem bu seslerle güne başlamak hem de zeytinyağlı yemeklerle doymak hoşunuza gidecek.
Kapıkırı Muğla Milas’a bağlı!
Bademli
Ege’yi en iyi hissedebileceğiniz köylerden biri. Labirent gibi dar sokaklarından geçerken taş evler burada da gönlünüzü çeler. Denizin rengi ve duruluğuyla ‘Maldivler gibiymiş’ diyen ziyaretçiler de olmuştur. Özü üzüm suyu olan ve bazen içine çeşitli otlar da katılan Koruk suyu bu köye özeldir. Limanın hemen ağzında yer alan Kalem Adası botanik bahçesi gibi yemyeşil göz kırpar. Küçük bir ada üzerinde bulunan Aya Nikola Kilisesi ve hemen yanı başındaki Yahşibey Köyü ruhunuza iyi gelecek detaylardan! Eliniz deklanşördeyken dilinize de ‘önde zeytin ağaçları arkasında yar’ diye bir nağme takılıp kalacak.
İzmir Dikili’nin güneybatısında yer alıyor.
Çamlıbel
Dağ havasını solumak, suyu kaynağından içmek, mis gibi doğa kokusundan nasiplenmek istiyorsanız rotanızı Kazdağları’na, çevirin. Hazır oralara gitmişken de Çamlıbel’e uğrayın. İçinde tarih biriktirmiş bu köyün her hanesinden birer Kurtuluş savaşı kahramanı çıkmış. Edremit Ayvacık yolundan biraz içeride körfez manzarasıyla bu sefer taş evler yerine tahta barakalarla
sizi karşılayan bir köy bulacaksınız karşınızda. Hem köyün doğallığında hem de yüzünüze vuran dağ havasında huzur bulacaksınız. Köy rahmetli Tuncel Kurtiz’in son zamanlarını geçirdiği yer olarak bilinir ve buraya defnedilmiştir.
Balıkesir Edremit’e bağlı.
Adatepe
Yine Kazdağları’nda ama bu defa batı yamacında bir köye Adatepe’ye düşerse yolunuz, oraya kadar ciğerinizde biriken güzel havanın üzerine durun tekrar soluklanın. Rumlardan kalan ve restore edilmiş taş evlerin arasından geçerken ‘burada bir yazlığım olsa keşke’ diye bir heves geçecek aklınızdan Burası da Doğanbey Köyü’nde olduğu gibi sanatçıların ve gazetecilerin yazın yaşadığı bir köy ve müthiş bir manzarası, müthiş zeytinyağları var. Hünnap Han, Zeus Altarı – ki buradan bakınca manzara muhteşemdir, – aklınızdan hiç çıkmayacak.
Çanakkale Küçükkuyu’ya bağlı, Assos’a yakın.