İşbirliği çok daha karmaşık bir hal aldı ancak başarının sırrı hâlâ temel bileşenlerde yatıyor. Günümüzün takımları geçmişin takımlarından çok farklı. Çok daha fazla çeşitlilik arz ediyorlar, dağınıklar, dijitaller ve dinamikler. Her ne kadar takımlar yeni sıkıntılarla boğuşuyor olsalar da başarılarının özünde hâlâ grupların işbirliğine yönelik temel bileşenler yatıyor. Takım çalışmasının etkinliğine yönelik temel kavramlar, bu alanda çalışmalarına 1970’lerde başlayan ve organizasyonel davranışın öncülerinden biri olarak kabul edilen J. Richard Hackman tarafından belirlenmişti. Hackman, 40 yılı aşkın bir araştırma sürecinin ardından çığır açan bir içgörüyü fark etmişti: İşbirliğinde en önemli unsur takım üyelerinin kişilikleri, eğilimleri veya davranış biçimleri değildi. Aksine, takımların başarısında “imkan sağlayıcı koşullar” önemliydi.
Günümüz çalışmalarında Hackman’ın belirlediği koşullardan üç tanesinin (zorunlu bir doğrultu, güçlü bir yapı ve destekleyici bir bağlam) takım başarısında hâlâ çok önemli olduğunu görüyoruz Ayrıca modern takımların iki yıpratıcı sorunla karşı karşıya kaldığını da fark ettik: “Bizim fikrimize karşı onların fikri” yaklaşımı ve eksik bilgi… Bu sıkıntıları aşmak için dördüncü bir koşul gerekiyor: Ortak bir düşünce tarzı…Bu bulgulardan liderler için en önemli olanı şudur: Her ne kadar takımlar her geçen gün daha da zorlu durumlarla karşı karşıya kalıyor olsalar da başarı üzerinde büyük bir etki oluşturabilen unsurların sayısı göreceli olarak azdır. “Farklı arka planlara sahip olan üyelerin, takımın hedefleri konusunda farklı bakış açıları olması normaldir. “Gelin şimdi çeşitlilik arz eden, dağınık, dijital ve dinamik takımların yüksek performans göstermesi için gerekli ortamı nasıl yaratabileceğimizin detaylı bir analizini yapalım.
İmkan Sağlayıcı Koşullar!
Başarılı takımların temelinde üyelerine enerji, hedef ve bağlılık veren bir doğrultuya sahip olmaları yatar. Takımlar, ne yöne gittiklerini bilmezler ve açık hedeflere sahip olmazlarsa ilham alamazlar. Bu hedefler zorlayıcı olmalı (basit hedefler motive etmez) ancak takımı yıldıracak kadar da zor olmamalıdır. Ayrıca hedefler sonuç ortaya koyabilmelidir: İnsanlar; ister somut (takdir, terfi gibi) ister soyut (tatmin ve amaç duygusu gibi) ödüller elde edebilmek için olsun, bu hedeflere ulaşma arzusu duymalıdır.
Eksik bilgi de günümüz takımlarında ciddi sıkıntılara neden olabilir. Çoğu zaman bazı takım üyeleri, diğerlerinin bilmediği önemli bilgilere sahip olur çünkü belirli bir alanda uzmandırlar veya diğer üyeler coğrafi olarak uzakta veya yeni olabilirler. Eğer bu bilgi diğerlerine de aktarılmazsa çok fazla bir değer oluşturmaz. Sonuçta, etkili işbirliğinin temel taşı bilgi paylaşımıdır. Bilgi paylaşımı bir referans çerçevesi oluşturur, grubun koşulları ve kararları doğru yorumlamasına imkan verir, insanların birbirini daha iyi anlamalarına yardımcı olur ve etkinliği büyük ölçüde artırır.
Takımınızı Değerlendirmek!
Hackman, takım etkinliğini değerlendirmek için üç kriter ortaya koyuyor: Sonuç, işbirliği becerisi ve üyelerin bireysel gelişimleri. Bu noktada en ideal yaklaşım, düzenli ve düşük yoğunluklu kontroller ve sorun çıktığında daha derinlemesine analizleri bir arada kullanmak olarak görülüyor.
Takım çalışması kolay değildir, ancak son yıllarda çok daha karmaşık bir hal aldığı da bir gerçek. Ve takım çalışmasını daha karmaşık hale getiren trendlerin süreceği ve takımların daha küresel, sanal ve proje odaklı hale geleceği da aşikar. Takımınızın başarıya giden yolda ne kadar doğru kurgulandığını görmek ve gelişim alanlarını tespit edebilmek için sistematik bir yaklaşım benimsemek önemli ölçüde fark yaratabilir.