Ghost Rider karakteri ilk olarak 2007 senesinde sinema filmine kavuşmuştu. Aradan geçen beş seneden sonra Ghost Rider yeni filmi ile karşımıza çıktı. İlk filmde olduğu gibi bu filmde de başrolde Nicolas Cage yer alıyor. Ancak başrol oyuncusu aynı olmasına rağmen ikinci film tam olarak bir devam filmi değil. Ghost Rider’ın doğuşunu yeniden kısaca anlatılıyor ama bu yapılırken asla ilk filme ait görüntüler kullanılmamış.
Genel olarak olumsuz eleştiriler alan ilk filmden sonra yeni bir Ghost Rider filmini açıkçası bu kadar çabuk beklemiyordum. Ayrıca yola Nicolas Cage ile devam edilmesine de anlam verememiştim. Genel olarak ümit vaat etmeyen bir proje olan “Ghost Rider: Spirit of Vengeance”ın fragmanları yayınlandıktan sonra karşımızda B-film havasında aksiyon dolu bir film olma ihtimali çıkmıştı.
2006 ve 2009 yapımı “Crank” ve “Crank: High Voltage” filmlerini yöneten Mark Neveldine ve Brian Taylor’a emanet edilen yeni filmin çekimleri Romanya ve ülkemizde yapılmıştı (Kapadokya ve Pamukkale).
Baştan film için yorumumu yapayım: ÇOK KÖTÜ! Sanırım bunu haykırdıktan sonra yazıyı daha rahat yazabileceğim.
Oyuncular ile başlayacak olursak; filmde Nicolas Cage’e eşlik eden ana oyuncular Moreau rolünde Idris Elba ve Nadya rolünde Violante Placido. Nadya’nın oğlu Danny’i ise Fergus Riordan canlandırıyor.
Çizgi roman uyarlamalarının deneyimli oyuncusu Idris Elba (Thor ve The Losers) rolünün hakkını veriyor. Bu yine de yeterli olmuyor çünkü Moreau rolü çok sığ bir rol. Her ağzını açtığında klişe cümleler kuruyor. Sanki filmin senaryosu ve dialoglar okuma-yazma yeni öğrenmiş birisi tarafından yazılmış gibi.
Kötüler tarafında ise Ciarán Hinds’i Roarke (nam-ı diğer Şeytan) ve onun maşası Ray Carrigan’ı ise Johnny Whitworth canlandırıyor.
Ana kötü karakterlerin yanında film içerisinde ölmeyi bekleyen çok sayıda arkadaşları da bulunuyor.
Konuk oyuncu olarak Christopher Lambert da filmde yer almış.
!SPOILER!
Bu gördüğümüz karakterler filmde neyin peşindeler? Şeytan daima zor durumda olan insanlar ile anlaşmalar yapıyor. Nadya ile de bir anlaşması var; Nadya’nın oğlu Danny artık Şeytan’a ait! Ancak Nadya oğlu Danny’i Şeytan’dan kaçırıyor. Şeytan da kötü insanlardan destek alarak Danny’i bulmaya çalışıyor.
Bu inanılmaz yaratıcı hikayede (!) Ghost Rider’ın rolü ne? Nasıl olduysa Moreau denilen mezhep üyesi Ghost Rider’ın geçmişini biliyor ve onu bulup bir anlaşma öneriyor. Bu sırada Johnny Blaze ise invizaya çekilmiş, herkesten uzak bir yaşam sürüyor ve Ghost Rider’ı içinden atmak istiyor. Anlaşma ise “çoçuğu kurtar, GhostRider’ı içinden atalım” oluyor.
!SPOILER!
Filmin esprili ve aksiyon üzeri stilist sahneler ile dolu olmasına özen gösterilmiş. Bu ortamın oluşması için Mark Neveldine ve Brian Taylor her zaman yaptıklarından çok da farklı bir yol izlememişler. Sonuç olarak ortaya çıkan şu olmuş: araya Ghost Rider’ın kavga sahnelerinin atıldığı turistik mekanlarda çekilmiş bir “Crank” filmi!
Crank serisinin ilk filmini beğenmediğim için ikincisini seyretmemiştim. Bu sebeple sadece ilk Crank filmi için yorum yapabileceğim. Crank’i seyrettiğimde bende oluşan düşünce: aksiyon tavan yapsın diye başarısız hareketli kamera kullanımı ve kamera açıları ile dolu bir film.
“Ghost Rider: Spirit of Vengeance” filmi sonuç olarak maalesef ilk beklendiği üzere başarısız bir film olmuş. Filmde Ghost Rider’ın aksiyon sahneleri dışında ilgi çekici bir dakikalık bölüm bile yok. Ghost Rider’ı görmek dışında filmin olumlu bir yanını bulamadım!
3D her zaman olduğu gibi gereksiz olmuş. Müzikler filmin genel kalitesi içerisinde harika kalıyor.