26 Aralık 2004 tarihinde yaşanan Hint Okyanusu tsunamisinden birkaç gün sonra, vahşi doğada olukça düşük seviyede ölüm oranı gerçekleştiği haberleri yayıldı. Sri Lanka’daki Yala Ulusal Park yetkililerinin açıklamalarına göre, altmış kişinin hayatını kaybettiği olayda, tek bir ölü hayvana rastlanmamıştı. En çarpıcı olan ise Hindistan’ın Cuddalore yakasından gelen haberlerdi. Burada binlerce insan ölmüştü ancak bufalolar, keçiler ve diğer hayvanlar yara almadan kaçmayı başarmışlardı.
Bunu ilk duyduğumda, gökyüzündeki ” işaretler ” gibi zaman zaman ortaya çıkan efsanelerden biri olduğunu düşündüğümü itiraf etmeliyim. Ancak fillerin daha yüksek bölgelere kaçtığını, flamingoların alçaktaki üreme yuvalarını terk ettiklerini ve başka hayvanlarda diğer tuhaf davranışlar gözlemlediklerini söyleyen tanıkların ifadeleri doğrulandı.
Bu haberler diğer pek çok sismik olayla benzerlik gösterse de şüpheciler haklı olarak tüm bunların post hoc farkındalıklar olabileceğini iddia ettiler. Sonuçta evinizin yakınlarındaki bir parkta yeterince zaman geçirin ve siz de ” garip davranışlar ” sezmeye başlarsınız. Bazı bilim insanları, büyük depremler arasındaki aralıkların uzun olduğunu e hayvanların hissettikleri şeyleri geçmişteki felaketlerle ilişkilendiremeyeceklerini söylüyorlar.
Belki de hayvanlar, iletişim gibi başka sebeplerle sahip oldukları algısal becerilerden faydalanıyorlardı. 1997 yılında, California Üniversitesi araştırmacıları, fillerin 50 km ötedeki başka fillerin ayak seslerini duyabildiklerini kanıtladılar. Hayvanlar genelde büyük depremlerin geleceğini belirten sismik etkilere tepki veriyor olabilirler. Sumatra depreminde pek çok sismik sarsıntı gerçekleşti. Ve bu bölge dünyanın herhangi bir yerinde kaydedilen en güçlü yedi depremden üçüne ev sahipliği yaptı.
Bunun yanında hayvanlar, bilim insanlarının bir deprem öncesinde, kayaların kırılması sonucu oluşturduklarını söyledikleri elektromanyetik bozuklukları hissediyor da olabilirler. 1998 yılında, Japonya’da bir grup bilim insanının yaptığı çalışmada, yakınlarda granit blokları mekanik araçlarla kırılırken laboratuvar hayvanlarının davranışları izlendi. Bloklardaki basınç arttıkça hayvanlar tedirgin olmaya başladılar ve bu durum, ezilen kayalardan çıkan elektromanyetik etkilerle bağlantılı olabileceğini doğruladı. Aralık 2004’ye yaşanan korkunç olayların, bu olağanüstü olasılık üzerinde daha çok araştırma yapmayı tetiklemesi gerekiyor.