Bu, bir inancın biraz matematik ve bolca gürültü yarımıyla nasıl açıklık kazandığına dair net bir örnektir. Parmak izlerinin eşsiz olduğu fikri yüzyıllar öncesine dayanır ve böyle karmaşık bir şeyin tüm detaylarıyla taklit edilemeyeceği dışında hiçbir mantığa dayanmaktadır. Parmak izlerinin adli metotlar için kullanılması ise 1892 yılında bilim insanı Sir Francis Galton‘ın yayınladığı bir yazıyla başlamıştır. Karakteristik detaylarla, Galton parmak izi özelliklerinin bilime dönüştürülmesi için sebepleri açıklamış ve aynı parmak izine sahip iki insan olma olasılığına dair bir tahmin eklemiştir. Bunu yapmak için kalıbını neredeyse yüzde elli oranında doğru tespit edebileceği parmak izi çizgisini hesapladı. Tipik bir parmak izini oluşturan bu çizgilerin sayısıyla Galton parmak izlerinin 64 milyarda 1 oranında farklı olduğu sonucuna vardı. Bu sayı, dünya nüfusunu aştığından
Galton parmak izlerinin eşsiz olduğunu söyledi. Ne yazık ki Galton’un deneyi 100’den az sayıda parmak izi içeriyordu ve olasılıklara dayalı argümanı şüphelidir. Ancak Profesör Stephen Stigler‘ın Statistics on the Table ( İstatistikler Masada – 1999 ) adlı eserinde belirttiği gibi, suçluları parmak izleriyle tespit etme düşüncesi dayanılmaz oldu ve 1920’lerde parmak izlerinin eşsizliği bir veri olarak yer aldı.
Yıllar boyu Galton’ın varsayımına karşı çıkan olmadı, kaldı ki itibarı güçlendi. Ancak bunun aksini kanıtlayan bir çalışmanın olmaması, hatasızlık için bir kanıt değildir. 1990’lardan bu yana, parmak izi kanıtlarını çürütecek pek çok girişim oldu ancak bunların çoğu yanlış kimlik tespiti ve yerleştirilen delilleri ele aldı. Parmak izlerinin eşsiz olduğu yönündeki görüş hala hakim ancak bunun aksini kanıtlamak da bir o kadar zor.
Parmak izi oluşumunda etkili olan biyokimyasal süreçler üzerindeki çalışmalar, bazı destekleyici kanıtlar sundur. Washington
Üniversitesi’nden Profesör James Murtay ve arkadaşları, bu süreçlerin bilgisayar modelleriyle çizgilerin karakteristik kalıplarını yeniden yarattı. Bu modeller aynı zamanda, başlangıç koşullarındaki küçük farklılıkların, sonucu tamamen değiştirebileceğini ortaya koydu. Canlı süreçlerde her zaman rastgele unsur etkili olduğundan bu iki insanın aynı parmak izlerine sahip olamayacağı anlamına gelebilir. Dolayısıyla belki de Galton haklıdır ancak sadece şanslı olduğu için.