Marvel firmasının kendi film stüdyosunun yedinci filmi “Iron Man 3″ oldu. Serinin ilk iki filmi 2008 ve 2010 senelerinde gösterime girmişti. İlk iki filmin dünya genelinde toplam hasılatı $1 milyar’ı geçmişti. İlk film özellikle karakterin doğuşunu başarılı bir şekilde anlatmasıyla övgü toplamıştı. Beklentilerin yüksek olduğu ikinci film için ilk filmin aldığı olumlu eleştiriler pek yapılmamıştı. Ancak serinin en önemli kozu olan Robert Downey Jr.’ın varlığı yüzlerin yine de gülümsemesini sağlamıştı.
2012 senesinde gişede rekorlar kıran “The Avengers” filminden sonra Marvel firması ilk film tercihini “Iron Man 3″den yana kullandı. Üçüncü filmde başrollerde bir değişiklik olmadı: Robert Downey Jr.(Tony Stark/Iron Man), Gwyneth Paltrow (Pepper Potts) ve Don Cheadle (Albay James Rhodes)
En önemli değişiklik yönetmen seçiminde oldu. İlk iki filmi yöneten Jon Favreau, bu sefer yerini Shane Black’e bıraktı. Bu durum Jon Favreau’nun filmdeki Happy rolünü canlandırmaya devam etmesini ve yapımcı olarak görev almasını engellemedi.
Shane Black ise kariyerindeki mizah seviyesi yüksek aksiyon filmleri ile dikkat çekiyor. Lethal Weapon serisinde senaryo ekibinde yer aldı ve 2005 senesinde ilk yönetmenlik deneyimini “Kiss Kiss Bang Bang” filmi ile yaptı. “Kiss Kiss Bang Bang” filminin başrollerinde Robert Downey Jr. ve Val Kilmer yer alıyordu. “Iron Man 3″ filmi Shane Black’in yönettiği ikinci film oluyor. Hatta shane Black’in yöneteceği üçüncü film de belli. Bir manga klasiği olan “Death Note”!
Filme gelecek olursak eleştiri yazılarında SPOILER vermeyi sevmeyen birisi olarak bugüne kadar yazdığım en zor yazının bu yazı olduğunu baştan söyleyeyim. Kesinlikle beklediğiniz film dışında bir film ile karşılaşacaksınız. Marvel firması bugüne kadar çektiği süper kahraman filmlerinde denemediği bir anlatım tekniğini denemiş. Bu noktada yönetmen seçimi doğruluğunu gösteriyor. “Iron Man 2″ filminde ne kadar sıradan bir film akışı karşımıza çıktıysa bu filmde bir o kadar klasik film akışına uygun bir film bizleri bekliyor. “Klasik” derken James Bond tarzı filmler ile özdeşleştirebilirim.
“Iron Man 3″ filminde karşımıza çıkan yeni karakterlere bakalım. İlk olarak Iron Man çizgi romanlarından bilinen Mandarin (Ben Kingsley) ve Aldrich Killian (Guy Pearce) bizleri bekliyor. Çizgi romanseverler için bu iki karakterin tatmin edici olduğunu söylemek zor çünkü bu karakterler tamamen “esinlenme” boyutunda filmde kullanılmışlar. Eğer bu detayı önemsemezseniz karakterler film içerisinde çok başarılı kullanılmışlar.
Aldrich Killian’ın yer aldığı ve 2005-2006 senelerinde yayınlanan “Iron Man Extremis” çizgi romanı filmin ana yapısını oluşturuyor. Ancak yine “esinlenme” seviyesinde kalıyor. “Iron Man Extremis” çizgi romanı ülkemizde Türkçe olarak da yayınlanmıştı.
Iron Man filmlerinde War Machine olarak seyrettiğimiz James Rhodes karakteri bu filmde Iron Patriot’i (Demir Vatansever) de canlandırıyor. Bu durum da çizgi romanlara göre “esinlenme” olarak kullanılmış.
Filmin tanıtımlarında çok sayıda video seyretmemize rağmen filmde bugüne kadar görmediğimiz çok sayıda sahne de bulunuyor. Bunların büyük bir kısmının aksiyon sahneleri olduğunun da müjdesini vereyim.
“Iron Man 3″ün kısaca konusunu özetlemek gerekirse; terörist lider Mandarin’in tehtidleri ve Aldrick Killian’ın bulduğu genetik iyileştirmenin olumsuz etkileri karşısında Tony Stark’ın yaşadıkları.
Marvel’ın filmlerindeki görsel efektler konusunda çok ciddi ilerleme katettiğini belirtmeliyim. Özellikle “The Avengers” filminde yükselen çıta bu filmde de devam ediyor. “The Avengers”a göre ana farkın 3D kalitesinde olduğunu söyleyebilirim. “The Avengers” filmindeki gibi 3D için özel sahneler “Iron Man 3″de bulunmuyor. Bu yorumumu çok da olumsuz olarak almamanızı öneririm çünkü üç sene önce şüphe ile bakılan (ve benim de baktığım) 3D tekniğinde çok ciddi ilerleme yaşandı. Artık karşımıza kutu kutu kafalar veya kağıt gibi ön öne duran insanlar çıkmıyor.
Iron Man’in farklı zırhları süper kahraman hayranlarının daima gözdesi olmuştur. “Iron Man 3″de Iron Man zırhlarına ikinci filmde olduğu gibi üçüncü filmde de önem verilmiş ama önemli bir farkla! İkinci filme göre farklı zırhların kullanımı daha yaratıcı olmuş.
Marvel filmlerinde klasikleşen unsurlar bu filmde de devam ediyor: Stan Lee’nin konuk oyuncu olması, filmin sonundaki yazılar bitince sürpriz sahnenin çıkması ve film genelindeki esprili sahneler. Müzik konusunda ise bazı sahnelerde müzik kullanımı filme kesinle olumlu katkı sağlamış.
“Iron Man 4″ filminin de çekileceğini düşünecek olursak bu filmin alacağı yorumlar çok önemli olacaktır. Marvel’ın Tony Stark merkezli oluşturduğu aksiyondan taviz vermemesi gerektiğini düşünüyorum. İyi seyirler…