Kendini Akıllı Sanmak

Sırf popüler görünecek diye kendi hayat tarzı uymayan biriyle arkadaş olmaya ısrar etmek. Bazen de aslında o iğrenç kişiyi çok benimsemek, körleşmek ve güzel bir aileye yalan söylemek… O kişinin çirkin hayatna özenmek; anlattığı palavra maceraları yücelterek beğenmek, onun kadar iğrenç ve oyunbaz olmaya çalışmak; bir taraftan da saf sevgi aramak… Kimseye acımamak için sürekli kendine acımak.

Kendini popüler sanarak beyni olmayan bir tarla korkuluğu olmak… Önüne gelenle cinsel ilişkiye girip süper bir hayat yaşadığını savunmak… Evli insanların beynini 18+ görüntülerle bulandırmaya çalışmak ama kendi hayatında fiziksel ve ruhsal hiçbir şekilde tatmin olamamak. Zavallı olmak ama masum insanları aşağılamak. İyi derecede parası olmak ama başkalarından bedava geçinmek, buzdolaplarını boşaltırcasına bedava yemek içmek, sonra da karıları/kocaları hakkında kötü konuşup kendini dost göstermeye çalışmak… Kimseye acımamak için sürekli kendine acımak.

Politikanın adaplarına uymamak, ülke içinde barış deyip ülke dışında savaştan bahsetmek. Ülke içinde “Kalaşnikofla tararım öldürürüm” deyip yurtdışında “katliam yapıyorlar, savaş var, gelin bize yardım edin” diye konuşmalar yapmak. Gömlekle dolaşıp göbeği olmak. Bağış toplayıp sempatiyi ve paraları ülke aleyhine terör örgütüne akıtmak. İki şaka bir sazla sevileceğini sanmak ama bir eğitimli isanın kurabileceği iki politik cümleyi bir türlü biraraya getirememek. Vizyonu sıfır olmak… Kimseye acımamak için sürekli kendine acımak.

Davetten davete koşan yönetici olup sabah işyerinde ayılamamak… Sırf iyi yönetici görünecek diye çalışanlarına boncuk dağıtıp vaadler vermek ama iş çıkışı birinin bile yüzüne bakmamak. Daha da yükselme hırsında olmak, aynı hırstaki insanları mevkiiyi kötüye kullanarak bedenen kullanmak. Yükselmek ama bir taraftan da o yüksek (!) koltukta soğuk bir yalnızlık içinde ölmek… Kimseye acımamak için sürekli kendine acımak.

Hırs yapıp zenginlikte herkesi geçmek istemek ama görgü sahibi olamamak. Kolay kadınlara dönüşüp erkeklerin onları beğenip arzuladığını düşünürken ertesi gün sadece fiziksel olarak kolayca kullanıldıklarını kabul edememek. İnsanları sarhoş ederek eğlendirmek. Otomobiliyle güvenlik şeridinde gaza basmak. Süte, biraya su katıp çoğaltmak. Çiftçinin ürününden gramaj veya ödeme eksiltmek. İnşaatta kum kullanmak. “İki kostüm kalın makyaj yaptım” diyerek şarkıcılığa soyunmak. Şirinlikle oyunculuğun yerine geldiğini düşünmek. Ekipmana yatırım yapıp doğru dürüst bir sinema filmi ya da program çekememek. Boş boş saatlerce konuşmak ama birşey anlatamamak. Kimseye acımamak için sürekli kendine acımak.

“İşler tıkırında” derler ya o anlamdadır işte kendini akıllı sanmak. İşleri yoluna koymuştur; neyi iyi yapıp neyi kötü yaptığını sorgulamaz bile… Ta ki bir itiraz gelene kadar…. Kimseye acımamak için sürekli kendine acımak. İşte kendini akıllı sanmak…

Yorum yapın