Kore Çin’e Nasıl Süt Satmaya Başladı?

Güney Kore bir süt ihracatçısı değil, üstelik süt ithalatçısı. Kore’deki çiğ süt fiyatlarını baz aldığımızda, Korelilerin Çin’e ihracat yapması pek mümkün gözükmüyor. Peki Koreli sütçüler, Çin’e süt satmayı nasıl başardı?

Bir önceki yazımda (Almanlar Çin Süt Pazarını Nasıl Ele Geçirdi?) bahsetmiştim, Çin ithal süt pazarında Alman ve Yeni Zelandalı sütçüler büyük rekabet içerisinde. Almanya ve Yeni Zelanda’daki çiğ süt fiyatlarının düşük olması, bu ülkelere fiyat olarak ciddi bir rekabet gücü oluşturuyor. Almanlar ve Yeni Zelandalılar fiyatları düşürünce, Fransız ve Avustralyalı sütçüler buna fiyat olarak yeterli derecede cevap veremediler. Fiyatları düşürseler de bu onları Almanlar ve Yeni Zelandalıların fiyatlarına çekemedi. Oluşturmuş oldukları pazarda kendilerini premium olarak konumlandırmaya çalıştılar. Bu Fransız ve Avustralyalı sütçülerin pazar paylarını korumalarını sağlasa da, pazar bundan bir tık ötesini bekliyordu. Beklenen hamle Korelilerden geldi.

Süt İthalatçısı Kore, İhracatçı Oldu

Güney Kore aslında bir süt ithalatçısı, süt dış ticareti açık veriyor. Kore süt ihracatının %97’sini Çin’e yapıyor yani Çin’i çıkarırsanız aslında süt ihraç etmiyor. Kore’deki çiğ süt fiyatlarının pahalılığını da eklersek Kore’nin süt ihracatçısı olması imkansız ama Kore bunu başardı. 2011 yılında Çin’e 150 bin dolarlık süt ihraç eden Kore, 2015’te Çin’e 17,5 milyon dolarlık süt ihraç etti. Peki Kore Çin pazarına nasıl girdi?

Çinli Zenginler Kore Sütü İçiyor

Kore ilk olarak 2012 yılında Çin’e meyveli sütle giriş yaptı. Kore’nin meyveli sütleri Çin pazarında o kadar çok sevildi ki pazarın çok büyük bir kısmını kontrol eder hale geldi. 2012 yılında Kore’nin Çin’e süt ihracatı 3.5 milyon dolar, onu takip eden 2013’te nerdeyse 9 milyon dolar oldu. Koreli sütçüler, süt pazarını değil meyveli süt pazarını hedef almışlardı ama süt pazarındaki açığı fark etmeleri uzun sürmedi.

2014-15 yıllarında ithal sütlerin fiyatların düşmesinden ötürü, Çinli zenginler ithal sütlerin kalitelerini de sorgular oldular. Kore bu açığı gördü, diğer rakiplerinin aksine Çin’e uzun ömürlü süt (UHT) değil taze süt satmaya başladı. Kore’nin Çin’deki güvenilir ülke imajı sayesinde, Kore Çin’in zenginlerine süt içirmeye başladı. Perakende UHT Süt fiyatlarının 7-11 RMB (3-5 TL) olduğu Çin’de, Kore’nin taze sütleri 38-44 RMB (16-20 TL) arasından satılıyor. Kore’den Çin’e gelen 200 ml meyveli sütler ise perakende ortalama 8 RMB (3,5 TL) den satılıyor.

Bizim Türk ihracatçısı yıllardır gidip rafa bakıyor, gördüğü sadece fiyat. Bu fiyatlara bizde satarız, bizde yaparız vs. Bizde bu değeri oluşturacak çalışmaları yapmalıyız diye düşünüp aksiyon alan yok. Sonuç etnik pazarlar dışında bir şey satamıyoruz. Sonrasını biliyorsunuz ihracat düşünce türlü türlü bahaneler, Dünya ticareti daralıyor, fiyatlar düşüyor, çıkıyor diye ihracat yöneticileri goy goy yapıyor.

Kore’nin Çin pazarındaki bu başarısı, Türk ihracatçısına ve bu bahaneleri kullanan ihracat yöneticilerine ithaf olunur. Türkiye’nin ihracatına çözüm bulamıyorsanız, bir Koreli bulun ! Biz dinletemedik kendimizi, Koreliyi dinleyin.

Not: Bu yazı için süper markete fotoğraf çekmeye gittim, taze süt rafları şenlenmiş. Avustralya ve Yeni Zelanda’dan da taze sütler gelmeye başlamış. Avustralya ve Yeni Zelanda’dan gelen taze sütlerin fiyatı 60 RMB ( 27 TL). Fiyatların bu derece yüksek olmasında, ürünlerin hava kargo ile gelmesi ve ithalatçının iadelere karşı almış olduğu riski fiyatlara yansıtmasından kaynaklanıyor.

Avustralya ve Yeni Zelanda hamlesi, Kore’nin taze süt pazarındaki egemenliğini sarsması biraz zor. Kore, pazardaki bu boşluğu ilk keşfetti ve o boşluğu iyi şekilde doldurdu. Coğrafi yakınlık sayesinde diğer rakiplerine göre navlun avantajları da bulunuyor. Tabi bunlardan daha da önemlisi, Kore’nin B planı olan market dışı satış stratejisi. Kore sahip olduğu market dışı satış stratejisiyle, fire oranını minimum düzeyde tutabiliyor. Rakiplerinin henüz böyle bir stratejisi olmadığından riski fiyatlara yansıtmak zorundalar. Rafa baktığında sadece fiyat görenlerin bunlara kafa yormasına da gerek yok. Ticaret artınca büyüyen, daralınca iflas ertelemelerle uğraşan sanayicimiz ve ihracatçımızın Allah yardımcısı olsun.

Yorum yapın