Mimari bir kültür, varolma çabası ve yaşam enerjisi olarak da yorumlanabilir. Mimarlık nedir? sorusunun o kadar derin ve o kadar geniş bir yanıtı var ki buna sayfalar dolusu ansiklopedilerle bile yanıt veremeyiz.
Mimarinin silüete, silüetin de mimariye dolaylı ve doğrudan etkileri var. Silüetin oluşmasında mimari her zaman olmayabilir de. Yani ayrılmaz ikili değillerdir bu zâtı muhteremler.
Netice itibarıyla şu genel yargıya varmak son derece mümkündür; “Silüet, oluşmak için mimari’ye ihtiyaç duymaz. Sivil mimari yapılar da gayet tabii silüeti oluşturabilir. Ancak silüetin planlaması, sürdürülebilir olması ve korunması kesin surette mimariye bağlıdır. ” demek yanlış olmaz.
Silüet, mimari ve mimarlık ayrımı hakkında sizin düşünceleriniz neler? Ve belki de en önemlisi bu sürecin bileşenlerine etki eden faktörler ile kişiler düşünüldüğünde mimar’ı nerede konumlandırıyorsunuz?