Mimarlık mesleği bana göre mi? Nasıl anlarım? Bu sorunun cevabı o kadar uzun o kadar detaylı ve derin ki sırf bunun için bir blog açılır sevgili dostlar. Bu yazıda naçizane kendinizi tanımanızın önemini ve mimarlık hakkında fikirlerinizi nasıl yoğunlaştırabileceğinizi paylaşıyor olacağım.
O halde sıkı durun.. Kimler mimar olamaz? Kimler için mimarlık gerçek bir meslektir?
Bu soru için öncelikle mesleği ve kendinizi iyi tanımalısınız. Tasarlamaktan, üretmekten, bir konu üzerine kafa yormaktan (burası oldukça önemli, çünkü yeri geliyor sadece tek bir detayı kağıda dökebilmek için saatler, hatta günlerce kafa patlatmanız gerekecek) ne derece memnunsunuz? Yani mimarlığı sadece para kazanabileceğiniz bir meslek olarak mı görüyorsunuz? Yoksa mimarlığı bir yaşam biçimi olarak mı görüyorsunuz?
Mimarlık mesleği bana göre mi? Bu sorunun yanıtı kendi içinizde gizli. Çoklu kalabalık ortamlarda çalışma yeteneğinize güveniyor musunuz? Zorlu şartların üstesinden gelebilecek donanımda olduğunuzu düşünüyor musunuz? Bu soruların yanıtları sizi doğru limana ulaştıracak, buna emin olabilirsiniz.
Fikirlerinizi Tartışmaya Açmaktan Çekinir Misiniz?
Çünkü mimarlıkta her zaman eleştiri önemli bir yer tutar.. Mimarlar eleştiri üzerine tasarımlarını geliştirirler. En ağır eleştirilerin ardından aynı motivasyon ile aynı tutkuyla çalışmaya devam edebilecek misiniz?
Saatler süren göz nuru akıttığınız bir tasarım için hapishane’ye benzemiş diyen bir hadsiz’e teşekkür edebilecek misiniz?
Bu soruların yanıtlarını içinizde aramalısınız. Mimarlıkta el çizimi yeteneğinizin, problem çözme becerinizin, çok iyi matematiğe sahip olmanızın filan da hiçbir önemi yok. Olay, bu felsefeyi kavramanızda yatıyor.