Süper kahraman filmlerinin yeniden çevrimlerine her geçen sene yenileri eklenmeye devam ediyor. Örümcek Adam’ın “The Amazing Spiderman” adını taşıyan yeni filminin yeniden çevrim bir film olarak durumu bence biraz farklı. 2002, 2004 ve 2007 senelerinde üç filme imzasını atan oyuncular ve yönetmen Sam Raimi’nin dördüncü bir film çekmek konusunda sorunları yoktu. Ancak yapımcı Sony firması Örümcek Adam’ı yeni bir kadro ile çekmek istedi. Neden mi? Bence en önemli sebep çizgi romana daha sadık Peter Parker görebilmekti. “The Amazing Spiderman” filmi yapımcıları memnun edecek Peter Parker’ı gösteriyor mu? Kesinlikle, EVET! Hatta bu noktada biraz daha ileriye gidip şunu da söylemek isterim: Bu film Örümcek Adam filmi değil, Peter Parker filmidir!
Filmin yönetmeni Marc Webb’in yapımcıların gözdesi olmasını sağlayan 2009 yapımı “(500) Days of Summer” filmi genç bir çiftin ilişkisini bizlere akıcı bir şekilde anlatıyordu. “The Amazing Spiderman” filminde Marc Webb’in “(500) Days of Summer” filminde başardığı atmosferin şans eseri olmadığı ispatlanıyor. Eski üçlemede Tobey Maguire ve Kirsten Dunst ikilisine asla alışamayan birisi olarak, yeni filmde ise Andrew Garfield ve Emma Stone seçiminin de bir o kadar isabetli olduğunu düşünüyorum.
Yeni filmin en büyük dezavantajının yakın geçmişte çekilen üçleme ile yaşayacağı kıyaslama olacaktır. Bu kıyaslamada oyuncular açısından yeni filmi seçiyorum. Teknolojik açıdan aksiyonun sahneye yansımasında ise yeni ve eski kıyaslamasında büyük bir fark olmadığını düşünüyorum. Nedense; Örümcek Adam’ın aksiyon sahneleri yapımcılara zor geliyor. Son olarak filmlerin geçtiği ortamları kıyaslamak istiyorum. Bu faktör bence filmlere önemli katkı sağlıyor. Bana göre başarılı olan iki örneğe bakalım: Chris Nolan’ın Batman filmleri gerçek şehir içerisinde yaşanırken, The Avengers filmi de mekan konusunda zengin ve gerçekçi tercihler ortaya koymuştu. Başarısız olarak da aklıma hemen “Thor” filmi geliyor. Görsel efekt ile yaratılmış, yeşil perde önünde çekilen Asgard sahneleri ve inşaa edilmiş küçücük bir kasabada bütün film geçiyordu. Örümcek Adam filmleri içerisinde eski seri ortam zenginliğini daha iyi başarıyor.
Yeniden çevrim bize neleri farklı sunuyor? Peter Parker’ın çocukluğu, anne ve babası, ilk aşkı Gwen Stacy, Lizard (Kertenkele) karakteri, mekanik ağ kartuşları, yeni bir kostüm ilk aklıma gelenler. Bunların dışında eski seride yer alan olaylar neredeyse bu filmde de var ancak tek bir farkla: modernize edilmiş olarak! Karakterler arası ilişkiler ve olayların gelişimi biraz daha farklı. Bu noktada Marmara Çizgi editörü ve ülkemizde yayınlanan Örümcek Adam çizgi romanlarının çevirmeni İlke Keskin’e de teşekkür ederim. Filmdeki bazı olayların klasik çizgi romanlara göre farkını filmi beraber seyrettiğim İlke’ye sorduğumda, Örümcek Adam’ın çok sayıda çizgi roman serisi olması sebebiyle ortaya iyi bir harman konduğunu söyledi.
Filmin 3D performansını merak edenlere filmde yamuk kafalı insanlar görmeyeceklerini garanti edebilirim. Sakın harika 3D sahneler var diye de düşünmeyin çünkü bunun en önemli sebebi filmde 3D kullanımının çok az olması. Aksiyon sahneleri arasında ise biraz tutarsızlık var. Bazı sahnelerde hareketler çok hızlı geçerken bazı sahneler de ise Örümcek Adam’ı etkileyici bir şekilde görebiliyoruz. Lizard’ın görünüşünü ilk başta biraz yadırgadım ama daha sonra “keşke daha uzun sürseydi” demekten de kendimi alamadığım sahnelerle de karşılaştım.
Marvel filmlerinin vazgeçilmez konuk oyuncusu (cameo) Stan Lee’den de bahsetmek gerekir. Belki de Stan Lee bugüne kadar ki en renkli cameo görüntüsünü bu filmde veriyor. Filmin sonunda her zaman olduğu gibi sürpriz Marvel ekstra görüntüsü de yer alıyor.