Hazırlıkları yaklaşık iki sene önce başlayan “Thor” filmi sonunda seyircinin karşısına çıktı. Filmi seyretmeden önce filmin başarısını etkileyecek iki önemli faktör olduğunu düşünüyordum: Görsellik ve filmin temposu. Filmin konusu ile ilgili olarak çok yüksek beklentilerim yoktu. Sonuçta Thor karakterinin seyirci ile ilk buluşması olacağı için kahramanın doğuşu anlatılacaktı. Film konu olarak beklentilerimi karşıladı. En çok Chris Hemsworth’un Thor rolünde nasıl bir performans sergileyeceğini merak ediyordum. Rahatlıkla söyleyebilirim ki genç aktör Superman’i canlandıran Christopher Reeve kadar rolüne yakışmıştı. Sadece fiziksel olarak değil hareketlerindeki rahatlık ile Chris Hemsworth’u karşınızda Thor olarak görebiliyorsunuz.
Yönetmen Kenneth Branagh’ın filmin temposu ve akışı için çok fazla bir alternatifi olmadığını düşünüyordum. Sonuçta Marvel’ın amacı “The Avengers” filmi olduğu için karakterlerin kendi filmlerinin anlatım dillerinin birbirine yakın olması gerekiyor. Asgard ve dünya arasında geçen “Thor” filminde Kenneth Branagh’ın Shakespeare uyarlamalarındaki tecrübesi filmin Asgard’daki bölümlerinde karşımıza çıkıyor. Daha çok dialoğa dayalı bu bölümlerin filmin artıları arasında olduğunu düşünüyorum. Süper kahraman filmlerinde DC’nin yaptığı gibi “karanlık hava” yaratma yöntemini beğenen birisi olarak Odin’in (Anthony Hopkins) oğulları Thor ve Loki (Tom Hiddleston) ile yaşadığı anlaşmazlıklar etkileyici olmuş. Odin rolünde Anthony Hopkins doğru bir seçim olduğunu gösteriyor. Tom Hiddleston için ise bu noktada ayrı bir parantez açmak istiyorum. Loki rolünde izlediğimiz Tom Hiddleston etkileyici performansıyla İngiliz aktörlerin neden filmlerde bu kadar çok tercih edildiğinin kesinlikle ispatı olmuş. Sanırım Marvel firması da Tom Hiddleston’ın performansından memnun kaldı ve “The Avengers” filminde ona etkin bir rol verecek gibi gözüküyor.
Filmin Asgard’da geçen bölümlerinde Odin ve oğulları dışında Warriors Three (Savaşçı Üçlüsü) ve Sif ile Buz Devleri karşımıza çıkıyor. Thor’a destek olan Savaşçı Üçlüsü ve Sif karakterleri çok başarılı performans sergilemişler. Özellikle Sif’i canlandıran Jaimie Alexander’ın Natalie Portman’dan daha renkli bir karakteri olmuş. Filmin kötüleri olarak isimlendirebileceğim Buz Devleri için yorum yapmam gerekirse görsel efektlerden bahsetmem doğru olacaktır. Buz Devleri’ni aksiyon sahneleri dışında beğendim ancak aksiyon sahnelerindeki yüksek tempo için aynı yorumu yapamayacağım. Asgard’ın görünüşü için de kötü diyemem ama daha iyisini bekliyordum. Belki filmi 3D olarak seyretmem bu şekilde düşünmem de etkili olmuş olabilir çünkü 3D olarak sahneler daha koyu gözüküyorlar.
Filmin dünyada geçen bölümlerinde filmin mizahi yönü ön plana çıkıyor. Thor’un dünyada Jane Foster (Natalie Portman) ile yolları kesiştikten sonra aralarında kısa sürede bir aşk doğuyor. Ancak aşklarını yaşamaya pek fırsatları kalmıyor çünkü Thor’un öncelikle kendini bulma arayışını sonlandırması gerekiyor. Peşinden gelen kötüler ve S.H.I.E.L.D.’ın olayları anlama çabası ise Thor’un öncelikle çözmesi gereken olaylar haline geliyor. Iron Man filmlerinden tanıdığımız Ajan Coulson karakteri filmde kendisine geniş yerbulmayı başarmış.
Karakter olarak zengin olan filmde iki performanstan bahsetmemek haksızlık olacaktır. İlki İdris Elba’nın Asgard’ın geçidi olan Bifrost’un kapısını koruyan Heimdall rolündeki performansı, ikincisi ise bir görsel efekt harikası olan Destroyer karakteri.
Her Marvel filminde olduğu gibi Stan Lee’yi yine sürpriz bir rolde görüyoruz. Stan Lee’nin “Thor”daki rolünü bugüne kadar ki en başarılı kısa rolü (cameo) olduğunu söyleyebilirim. Bir başka Marvel klasiği olan credits (filmin bitiş yazıları) sonrasındaki sürpriz görüntü bu filmde beklentilerimin altında kaldı. Filmde beklenildiği üzere Marvel evrenine yapılan göndermeler var. Yapılan göndermeler daha çok Marvel hayranlarına sürpriz niteliğinde olmuş. Bunları önümüzdeki günlerde sizlerle daha detaylı paylaşacağım.
Açıkçası “Thor” filminin “The Avengers” filmi ile daha bağlantılı olmasını bekliyordum. Hulk ve Iron Man’in filmlerindeki yapılan göndermelerin seviyesi arttırılmamış. Marvel firmasının her filmin kendi başına bir bütün olmasına özen gösterdiği böylece kesinleşti. Bu sebeple “Captain America: The First Avenger” filminin de “Thor” filminin genel hatlarını korumasını bekliyorum.