“Thor: The Dark World” (2013) / Film Eleştirisi

Marvel’ın kökeni İskandinav mitolojisine dayanan kahramanı Thor’u yüksek bütçeli bir sinema filminde ilk kez 2011 senesinde seyretmiştik. Genel olarak ortalama bir film olarak değerlendirilen ilk filmin bence en ilginç yanı artıları kadar eksilerinin de olmasaydı. En önemli artısı başarılı oyuncu kadrosu olurken, en önemli sıkıntı ise hikayenin biraz dar olması ve bunun görsel efektler tarafından bazı sahnelerde başarılı yansıtamamasıydı. Yine de ilk film olması sebebiyle “karakterin doğuşunun anlatılması zordur” diyerek filme olumlu yanlarından bakmaya çalışmıştık.

Aradan geçen iki sene içerisinde tam on tane daha süper kahraman filmi seyrettik ve seyirci olarak artık bir süper kahraman filminden beklentilerimiz kesinlikle yükselmişti. Daha iyi görsel efektler ve sadece süper kahraman film hayranlarına değil tüm sinema severlere hitap edebilen filmler ön plana çıkmaya başlamıştı. Thor’un devam filminde ilk filme göre en önemli değişiklik yönetmen seçiminde olmuştu. Marvel’ın bu konudaki istikrarsızlığı devam etti ve “Thor: The Darl World” filmini televizyon dizi kökenli Alan Taylor’a emanet etti. Alan Taylor’ın en önemli çalışması “Games of Thrones” (Taht Oyunları) dizisinin altı bölümünü yönetmesiydi. Mitolojik ve tarihi bir havaya sahip olması gereken Thor karakteri için kağıt üzerinde mantıklı bir seçim olarak gözüküyordu. Ancak süper kahraman filmi kesinlikle ayrı bir uzmanlık alanıydı!

Filmi seyretmeden önce Marvel’ın daha iyi görsel efektler kullanmasını bekliyordum. Aradan geçen iki sene içerisinde Marvel Stüdyo’su kendisini geliştirmişti ve ortaya “The Avengers” gibi görsel şölen içeren bir film çıkarmıştı. Bu durumun yapımcıların mekan ve zaman bağımsız bir hikaye yazma konusunda elini kuvvetlendireceğini düşünüyordum. Sonuç mu? O zaman “Thor: The Dark World” hakkındaki düşüncelerimi artık aktarmaya başlayabilirim. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: İkinci film, ilk filmin sadece birazcık üzerine çıkabilmiş.

Filmlerde sevmediğim uygulamalardan birisi; filmin ilk başında yaklaşık 5-10 dakika boyunca hikayeye alt zemin hazırlamak için anlatıcı eşliğinde bir seri olayın seyircilere aktarılmasıdır. İlk Thor filminde bu uygulama vardı ama ilk film olması ve mitoloji kökenli bir karakter için bu durum nispeten kabul edilebilirdi. Maalesef ikinci film de bu şekilde başlayınca biraz canım sıkıldı. Sonrasında ise film tempo kazanır gibi oldu. Klasik olarak ilk filme ve “The Avengers” a göndermeler var. Karşımızda sağlam bir hikaye olmadığı için bu durum bana gereksiz geldi. Elinde o kadar ekranı dolduran karakter varken ve sen ilk filmde bunları seyirciye tanıtmışken daha çok “BAK, ilk filmdeki karakter burada da var” dedirtecek şekilde karşımıza çıkarıldılar. Bu konuda tek bir karakteri ayrı tutmalıyım: Loki! Özellikle Loki’nin gözüktüğü sahneler filmin en iyi yerleriydi. Jane Foster’ın dünyalı tayfasını ise bu sefer ilk filmdeki kadar sempatik bulmadım.

Yukarıda belirttiğim gibi film görsel efekt açısından ilk filme göre daha iyiydi. Bu durum beklediğim üzere ilk filmde sönük gözüken Asgard ve küçük bir kasaba dışında daha fazlasını bizlere gösterdi. Elimizde iyi mekanlar ve iyi oyuncular varken sağlam bir bütünün ortaya çıkamamasını sadece hikayeye bağlayamayız. Zaten asıl sorun mekan-karakter-hikaye üçlemesinin iyi harmanlanamamasıydı. Burada da bileti yönetmen Alan Ford’a kesmemiz gerekiyor. Bazı sahnelerde televizyon dizilerinde sıkça kullanılan bir tekniğin kullanılması dikkatimi çekti (ve yine canım sıkıldı): Kameranın sürekli konuşan oyuncuların sadece yüzünü kocaman ekranda göstermesi! Başarılı mekanlar yaratmayı başarmışken sen niye gidersin de sadece aksiyon sahnelerinde karakterleri mekanlar ile bütünleştirirsin ki!?!?

Filmde mizah kullanımına diğer Marvel filmlerinde olduğu gibi yine önem verilmiş. Başarılı olmuş mu? Fena sayılmaz, üç-dört sahnede güldüm. Yine de tercihim Thor gibi bir karakteri daha ciddi sahnelerin olduğu bir filmde görmek olur. Filmde Stan Lee’nin gözükmesi dışında birkaç sürpriz daha sizleri bekliyor. Tabii ki film bitince yine salonda kalmanız gerekiyor çünkü Marvel’ın klasikleşmiş ekstra sahnesi bu filmde de var.

Yorum yapın