Mimari tasarımda mekansal zorlama çoğu zaman ihtiyaçlar neticesinde şekillenmektedir. Birbiri ile daha yakından ilgili mekanların birbirine yakın kurgulanması buna örnek olarak verilebilir.
Mimari projelerde mekansal ihtiyaçların ve büyüklük değerlendirmelerinin yine ihtiyaçlar ile belirlenmesi kendi içerisinde bir paradoks olarak düşünülebilir.
Yatay ve dikey sirkülasyon araçlarının / alanlarının bu farklı bağlamları bir araya getirme kolaylığı sunmasıyla beraber mekanlar arası iletişimin de bu doğrultuda güçlenmesi söz konusu olabiliyor.
Bir de kat irtifakı meselesi var ki, yatay kat irtifakı – dikey kat irtifakı şeklinde ayrılıyor kendi içerisinde. Tapulandırılabilir satılabilir alanlar gibi kavramların da sürece dahil olmasıyla birlikte ticari zeka veya deha desem daha doğru olur, mekanların daha iyi pazarlanabilmesi fark yaratması adına bazı konut geliştiricilerin farklı çözümlerle ki benim öğrencilik yıllarımda bir mimarlık hocamız bu konuda farklı bir işe imza atarak mekanların birbirinin üzerine kurgulanması fikrini hayata geçirdiğini söylemişti. Oldukça farklı ve heyecan uyandıran bir fikir olduğunu söyleyebilirim.